Rekabet hukukunun temel amacı, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren ya da bu piyasaları etkileyen firmalar arasındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasada önemli yere sahip olmakla piyasada hâkim durumda olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini piyasadaki rekabetin bozulması veya kısıtlanması sonucunu doğuracak nitelikte kötüye kullanmalarını önlemektir.

Rekabet Kurumu, ihbar üzerine veya belirli bir piyasada rekabetin azaldığını tespit etmesi halinde, örneğin belli bir piyasada rakip firmaların birlikte fiyat belirleme, belirli firmaları pazar dışına itmek için ortak hareket etme gibi rekabete aykırı eylemler yaptıklarını ya da piyasada güçlü ve hâkim konumda olan bir firma/firmaların eşit konumdaki müşterilerine (örneğin distribütörlerine) farklı ticari şartlar ileri sürerek firmalar arasında ayrımcılık yapması, pazara yeni girişleri engelleyici yıkıcı fiyat uygulaması gibi eylemleri ile rekabeti bozmaya, engellemeye çalıştıklarını tespit etmesi veya şüphelenmesi halinde rekabete aykırı eylem yapan ve buna katılan tüm firmaların ticari evraklarını, bilgisayarlarını inceleme, firma/firmalar hakkında inceleme yapma yetkisine sahiptir. Kurum tarafından yapılacak bu soruşturma neticesinde ise firmalar arası rekabete aykırı bir sözleşme veya uyumlu eylemin varlığının tespiti halinde firmalara yıllık gayri safi gelirlerinin %8’ine kadar temel para cezası tayin edilebileceği gibi bu temel para cezası bazı hallerin varlığı halinde bir katına kadar ve bir katı da aşabilecek oranlarda arttırılabilmektedir. Üstelik Rekabet Kurumu’nun para cezası kesme yetkisi sadece firmalara yönelik olmayıp, rekabete aykırı eylem ve kararlarda belirleyici etkisi saptanan teşebbüs yöneticileri ve çalışanlarının her birine ayrı ayrı para cezası verilebilmektedir. Rekabete aykırı eylem ve kararların tek yaptırımı ise para cezası olmayıp, rekabete aykırı sözleşmenin yapıldıkları andan itibaren geçersiz sayılması, rekabete aykırı sözleşme veya karar nedeniyle zarara uğrayanların (örn: tüketiciler, rakip firmalar) rekabete aykırı sözleşme veya karar taraflarına karşı açabilecekleri tazminat davaları (maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel karların üç katı oranına kadar belirlenebilir.) da rekabet hukuku ilkelerin aykırı davrananların uğrayabilecekleri yaptırımlardandır.

Hal böyle olmakla; yukarıda bahsi geçen cezalar ile karşılaşmak istemeyen Türkiye mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren ya da Türkiye mal ve hizmet piyasalarında faaliyet göstermemekle birlikte bu piyasaları etkileyebilecek ticari faaliyet gösteren firmaların, rekabet hukuku kurallarını iyi bilmeleri, rakipleri ile ilişkilerini ve kendi müşterileri olan firmalar ile sağlayıcıları ile ilişki ve sözleşmelerini rekabet hukukuna uygun kurmaları gerekmektedir.

Artı Adalet Hukuk Bürosu, bu yaptırımlarla karşılaşmak istemeyen firmalara; sözleşmelerinin rekabet hukukuna uygun biçimde tadili ve ticari ilişkilerini rekabet hukuku ilkelerine uygun biçimde kurulması ve devamı için danışmanlık hizmeti vermekte ve Kurum tarafından verilen cezalara karşı müvekkilleri adına her türlü hukuk yoluna başvurma yönüne hukuki hizmet sunmaktadır.